Öğrencilerin ders çalışmaya başlayamamalarının nedeni “Niçin çalışmalıyım?” sorusuna yanıt verememelerinden kaynaklanır. Her davranışın bir nedeni olduğu gibi ders çalışmanın da bir nedeni vardır. Nedensiz eylem gerçekleşmez. Ders çalışmanın da nedenlerinin öğrenci tarafından ortaya konmalıdır.
Ders çalışmak istenen bir davranış değildir. Hangi öğrenci ders çalışmanın, televizyon seyretmekten, gezmekten, eğlenmekten, keyfine göre hareket etmekten daha zevkli olduğunu söyleyebilir? Öğrencilerin çoğu ders çalışmaktan hoşlanmaz. Onu sadece yapılması zorunlu olan bir davranış olarak algılar. Birey psikolojik olarak tüm davranışlarını istediği yöne doğru yönlendirir. Hiç kimse istemediği, zevk almadığı bir işi severek yapamaz. Hele bir de ders çalışmama gibi bir tercihi varsa bu tercihini hep çalışmamaktan yana kullanır.
Davranışların ortaya çıkması iki yolla olur. Birey önce bir eylemi yapmak ister zihninde o eylemi tasarlar. Sonra düşündüklerini harekete geçirerek eylemi gerçekleştirir. Bu süreç daha çok isteyerek yapılan davranışlar içindir. İstenmeyen davranışlar da ise önce harekete geçilir sonra eylemi yapma isteği uyanır. Bu durumda ders çalışma davranışı da iki yolla gerçekleşir. Önce ders çalışmaya başlarız. Sonra onu sevmeye ve devam ettirmeye çalışırız. Ders çalışma isteğinin ortaya çıkmasını şu şekilde izah edebiliriz:
1-Ders çalışmaya başlamak ve sürdürmek
2-Çalışma isteğinin uyanması
3-Başarı
Çalışma istediğini uyandırmak için çalışmaya başlayın ve bunu sürdürmeye çalışın. Bir süre sonra ders çalışmayı severek yapmaya başlayacaksınız. Fakat sevme konusunda acele etmeyin. Önce bir gün düzenli çalışmayı başarmak için uğraşın. Daha sonra bunu bir haftaya yaymaya çalışın. Bir kaç hafta boyunca düzenli çalışmayı aksatmadan yaparsanız artık ders çalışmak sizin için zevksiz bir uğraşı olmaktan çıkar. Ders çalışmayı istenmeyen bir davranış olarak algılamaktan ziyade onu gelecekteki hedeflerinize ulaşmak için yapılması gereken şartlardan birisi olarak görmelisiniz.
Fakat birçok öğrenci çalışma isteğinin ortaya çıkması için “İlham” bekler. Oysa “İlham” yapılması istenen davranışlar için gelir. İnsanlar yapmak istediklerini önce düşünürler. Bu düşünceler bilinçaltına atılır. Bilinçaltı otomatik bir pilot gibi devreye geçer. Biz diğer davranışlarla meşgul olurken o çözüm üzerine yoğunlaşır ve çözümü bulur. Böylece “İlham” ortaya çıkmış olur. Ders çalışmak istenen bir davranış olmadığı için ilham gelmesini beklemek yanlıştır. Öğrenci sabırla ilhamın gelmesini bekler, ilham inatla ortaya çıkmamak için uğraşır.
1-Ders çalışma isteğinin uyanması
2-Ders çalışmaya başlamak ve sürdürmek
3--Başarı
Birçok öğrencinin yanılgısı sürecin bu şekilde gerçekleşeceğini sanmasıdır. Bu yüzden çalışma isteği bir türlü uyanmaz. Çalışmaya isteksiz başlandığı için sık sık ara verilir. Hayallere dalınır. Öğrenci kendisini çalışmaya veremez. Bedensel olarak kitapların yanında olsa bile zihinsel olarak oralardan çok uzaklarda yaşar.
Vücudunuzu ders çalışmaya önce bedensel olarak hazırlamalısınız. İstenmeyen sıkıcı bir davranış gerçekleşmeden önce bacaklar dizlerden kırılmaya, sırt eğilmeye, omuzlar çökmeye ve vücut coşkulu halini kaybetmeye başlar. Vücuttaki canlılık yerini bıkkınlığa bırakır. Beyinde vücudun şekline göre davranışa duygusal boyut kazandırır. Bu beden duruşunda isteksizlik ön plana çıkar, öğrenci ders çalışmaya henüz başlamadan çalışma isteği kaybolur. Bu durumda çalışmaya başlasanız bile bir süre sonra isteksiz oluşunuzdan çalışmaya son verirsiniz. Vücudu coşkulu hale getirmeniz gerekir. Dik bir duruş, alınan birkaç derin nefes, biraz gülümseme bunu sağlayabilir. Bu durumda beyne yapılacak olan davranışa istekli olunduğu mesajı gider. Beyin gelen bu mesaja göre ders çalışma davranışına olumlu bir duygusal boyut kazandırır.